ÖNEMLİ BEŞ DEĞER
Bütün dinlerin amacı
insanların dinlerini, canlarını, akıllarını, nesillerini ve mallarını
korumak ve muhafaza altına almaktır.
İslam da bu beş değeri
korumak için suçlar ve cezalar belirlemiştir.Bu suç ve cezaları delilleriyle
aşağıda gösterilmiştir.Hangi suç, hangi ceza, neye göre ?
İSLAMDA SUÇ VE CEZALAR
(UKUBAT)
Ukûbât, cezası Allah
tarafından belirlenenler ve İslami idare tarafından belirlenenler olmak üzere
iki çeşittir.
Suç ve Cezası Allah tarafından
belirlenenler: ............ Had ve Kısâs
Suçu Allah tarafından cezası İslami idare tarafından
belirlenenler: .... Ta'zir
Not: Suçun ve cezanın İslami idare ve idareciler tarafından belirlendiği "Muhalefet cezaları" bir üçüncü tür olarak ele alınmaktadır.Burada idare bazı kurallar koyar bu kurallara uymayanlara verilen cezaları kapsar.Her devlette olacağı için dinsel bir yönü yoktur.
Had : Mikdârı,
İslâmiyyette kesin olarak bildirilmiş olan cezâdır. Allâh'ın koyduğu ölçüler,
çizdiği sınırlar, emir ve yasakları ifade eder. . Had, miktarı kurana göre tayin edilmiş olan cezalardır. Çoğulu
"hudûd"tur.Had cezalarında af yoktur.
Had cezalarında en ufak
bir şüpheye yer olmamalıdır.“Had cezasını, def edebildiğiniz kadar
defedin." "Elinizden
geldikçe, had cezalarını Müslümanlardan defedin.Geçerli bir özür varsa hemen
salıverin. Zira imamın yanlışlıkla affetmesi, yanlış bir ceza vermesinden daha
hayırlıdır." "Hadlerin
uygulanmasında şüphelerden sakınınız." şeklindeki hadisler bu
konuya dikkat çekmektedir.
Had, Müslüman olsun veya
zimmi olsun İslâm hükümlerini iltizam eden (Darı İslâm'da yaşayan) akıl sahibi
ve buluğa ermiş kişilere uygulanır. Erkeğe, ayakta iken orta halli, ne eski ne
de yeni olmayan bir kırbaç ile vurulur. Celd, (sopa vurma) esnasında, yere
uzatılmayacağı gibi elbisesi de soyulmaz. Bu konuda İbni Mesud'un sözü şöyledir:
"Bizim dinimizde yere uzatma,bağlama veya soyma yoktur" Derisi
soyulacak derecede sopa vurulmaz. Çünkü sopa vurmaktan maksat, onu öldürmek
değildir. Sopa vuran kimse, koltuk altı görünecek kadar kolunu kaldıramaz.
Darbın, bedeni ile sınırlı kalması, başına, yüzüne, cinsel organına, kalp ve
yumurtalıklar gibi hayati öneme sahip organlarına vurmaktan kaçınması gerekir.
Çünkü buralara vurmak,öldürülmesine yol açabilir veya faydalanmasını
engelleyebilir. Kadın için de durum aynıdır. Ancak kadına, oturduğu halde celde
uygulanır.
Kendisine had uygulanacak
olan kişi hasta ise iyileşinceye kadar had uygulaması tehir edilir. Fakat hastalıktan
kurtulması söz konusu değilse, dayanabilecek şekilde hafifçe vurulur.Hamile
olan kadının çocuk doğuncaya,emzikli kadının ise çocuk sütten kesilinceye kadar
had cezası ertelenir.
Aşırı soğuk havalarda ve aşırı sıcak havalarda had uygulanmamaktadır. Kışları gün ortası ve yazları hava mutedil olduğunda had uygulanır.
Aşırı soğuk havalarda ve aşırı sıcak havalarda had uygulanmamaktadır. Kışları gün ortası ve yazları hava mutedil olduğunda had uygulanır.
Kısas : Suçu işleyen kişiye misliyle yapılacak muameleyi
belirtir.Öldürme ve yaralamalarda uygulanması Allahın emridir.Kısasta
affetmek özendirilmiş ve yakınların kısas yerine tazminat (
diyet) alabileceği belirtilmiştir. Kısas cezalarında suçtan
etkilenenler suçluyu affedebilir , otorite affedemez.
Ayetler
· Bakara/178
Ey iman
edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür,
köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse,
kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin
gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu,
Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem
dolu bir azap vardır.
Not: Bakara
/178 de kastedilen kabilelerin savaş gibi toplu öldürmelerde yapacağı kıyas
metodunu anlatmaktadır.
· Bakara/179
Ey akıl sahipleri! Kısasta
sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.
· İsra/33
Haklı bir sebep olmadıkça,
Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere
öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas
yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım
edilmiştir.
· Şura/40
Bir kötülüğün
karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim
affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir.
· Nahl/126
Eğer ceza
verecekseniz, size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz,
elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
· Maide/45
Onda (Tevrat’ta)
üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak,
dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını
bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği
ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.
Not: Faili
belli bireysel öldürme olaylarındaki kısas ise maide/ 45 de
düzenlenmiştir.
Hadisler
· Her
kimin bir yakını öldürülür ise o, iki hayırlı şeyden birisini yapmakta
serbesttir. Ya fidye alır ya da (kısas gereği onu) öldürür.
(Buhari, Diyat 8, İlim
39; Müslim, Hacc 447; Tirmizi, Diyat 13; Ebu Davud, Diyat
4; Nesai, Kasame 29)
· Kim
mü’min bir kimseyi öldürürse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa
engel olursa Allah’ın lânet ve gazabı onun üzerine olsun! Allah onun farz veya
nâfile hiçbir hayrını kabul etmez.
(Ebu Davud, Diyat
17; Nesai, Kasame 29)
· Müslümanın
kanı ancak üç şeyden birisi ile helâl olur. Zina eden evli, cana karşılık can
(kısas), dinini terk edip İslâm cemaatından ayrılan kimse.
(Buhari, Diyat
6; Müslim, Kasame 25, 26; Tirmizi, Diyât 10, Hudud 15; Ebu
Davud, Hudud 1; Nesai, Tahrim 5, 11, 14; Ahmed: 1/61, 63,70, 163,382,
428,444,465,6/181,214, Derami, Siyer, 11)
Enesden:
"Ukl ve Urayne kabilelerinden bir grup insan, Allah Rasülü 'e gelip müslüman oldular. Ancak Medine'nin havası, onlara iyi gelmediği için hasta oldular. Bunun üzerine Rasulullah onlara, develerin ve çobanın bulunduğu yeri tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini söyledi.Gittiler. Harra denilen yere vardıklarında İslâm'dan döndüler ve Nebi 'in çobanını öldürdüler. Develeri sürüp götürdüler. Durum Nebi 'e haber verilincehemen arkalarından takipçi yolladı. Onları yakalayıp getirdiler. Gözlerine mil çekilmesini, ellerinin ve ayaklarının kesilmesini sonra da Harre'nin bir kenarına atılarak o şekilde ölüme terk edilmelerini emretti"( buhari)
Enesden:
"Ukl ve Urayne kabilelerinden bir grup insan, Allah Rasülü 'e gelip müslüman oldular. Ancak Medine'nin havası, onlara iyi gelmediği için hasta oldular. Bunun üzerine Rasulullah onlara, develerin ve çobanın bulunduğu yeri tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini söyledi.Gittiler. Harra denilen yere vardıklarında İslâm'dan döndüler ve Nebi 'in çobanını öldürdüler. Develeri sürüp götürdüler. Durum Nebi 'e haber verilincehemen arkalarından takipçi yolladı. Onları yakalayıp getirdiler. Gözlerine mil çekilmesini, ellerinin ve ayaklarının kesilmesini sonra da Harre'nin bir kenarına atılarak o şekilde ölüme terk edilmelerini emretti"( buhari)
Ta’zîr :(men etmek , engellemek): Ta’zir cezası yüce Allah’ın miktarını
takdir ve beyan etmediği ve takdirini devlet başkanına ya da müctehid olan
hakimlere bırakmış olduğu cezalardır.Çeşitli olup ( azarlamak,
kınamak, terbiye etmek,sopa ) , hâkimin dilediği kadar verilir.Otorite
cezayı affedebilir.Cezaların miktarı zamana göre değişebilir.
Enes'den: “Rasulullah
töhmetten dolayı hapsetti.” Tirmizi K. Diyet, 1337; Nesei K. Kuttau’t
Tarık 4793; E. Davud 3146
Cezaların uygulanmasında
devlet otoritesi yetkilidir.Ümmü'l Husayn el-Ehmesiyye, Nebi 'den şöyle işittiğini
söyler:"Aranızda Allah Azze ve Cellenin kitabıyla hükmettiği sürece
başınızdaki Habeşli bir köle bile, olsa emir sahibine itaat ediniz."(Ahmet
bin Hanbel)
"Allah'ın hadlerinden bir had
olmadıkça hiçbir kimseye on kırbaçtan fazla vurmayınız." ( Buhari, K. Hudud, 6344)
hadisi önemli bir kıstastır.
Yönetici tarafından
çıkartılan emirler, ister yapılması isterse yapılmaması gereken hususlarla
ilgili olsun, görüş ve ictihadı ile şeriat tarafından tanınan yetkilerle
sınırlıdır.Bunlar da beytülmalın idaresi, şehirler kurulması, ordunun düzenlenmesi
gibi işlerdir. Bu türden işlerde şeriat,yöneticiye, görüş ve ictihadı ile
birtakım şeyleri emretme, birtakım şeyleri de yasaklama yetkisi vermiştir.
Pratikte tazir cezaları ,
farzların terkedenlere ve haramları işleyenlere uygulanmıştır.
HAD CEZALARI
Beş günah için had
(Allâh'ın koyduğu ölçüler ) cezâsı vardır.Bu cezalar kuranda açıkça
belirtilmiştir:
1.Zinâ
2.Kazf ( Zina iftirası )
3.Sirkat (hırsızlık )
4.Yol kesicilik ,gasp ( hırabe) ;Allaha ve Resulune
karşı gelme
5.Öldürme ,yaralama (cinayetler)
TAZİR CEZALARI
( Kuranda yer almayıp
uygulamada olanlar.Sünnet ve icma ile olanlar )
1.Şarap içmek ve alkollü içki ile sarhoş olmak
2.Dinden dönme
3.Diğer toplumsal ve kişisel suçlar